
DNA kopyalanması esnasındaki bütün bu işlemler öylesine şaşırtıcı bir hızla yapılır ki, dakikada 3.000 basamak nükleotid üretilir, saniyede ise 50 baz çifti kopyalanır.(http://users.rcn.com/jkimball.ma.ultranet/BiologyPages/D/DNAReplication.html) Bu esnada tüm basamaklar, görevli enzimler tarafından defalarca kontrol edilir ve gereken düzeltmeler yapılır.
DNA'nın çoğaltılması işleminin ne kadar büyük bir hızda gerçekleştiğini daha iyi anlamak için, şu bilgiler daha da açıklayıcı olacaktır: Bir hücre bölünmesi 20 ila 80 dakika arasında sürer ve bu esnada DNA'daki bilginin de kopyalanarak çoğaltılması gerekir. Yani DNA'daki 3 milyar bilgi, 20 ila 80 dakika arasındaki bir sürede hiçbir hata, unutma veya eksiklik olmadan kopyalanabilmelidir. Bu, bir kütüphane dolusu bilginin veya 1.000 kitabın veya bir milyon sayfalık yazının bu kadar kısa sürede, hiç hata ve eksiklik olmadan çoğaltılması kadar mucizevi bir olaydır. Üstelik bu işlemi gerçekleştirenler teknolojik aletler, üstün nitelikli fotokopi makineleri değil, bazı atomların birbirine eklenmesiyle oluşan enzimlerdir.
Büyük bir hızla üretilen yeni DNA molekülünde, dış etkiler sonucunda, normal şartlara göre daha fazla hata yapılabilir. Bu sefer hücredeki ribozomlar, DNA'dan gelen emir doğrultusunda DNA onarım enzimleri üretmeye başlarlar. Böylece DNA kendi kendini koruma altına almış olur.
Hücreler de insanlar gibi doğar, çoğalır ve ölürler. Ancak hücrelerin ömrü meydana getirdikleri insanın ömründen çok daha kısadır. Örneğin altı ay önce bedeninizi oluşturan hücrelerin bugün büyük bir çoğunluğu hayatta değildir. Fakat zamanında bölünerek yerlerine yenilerini bıraktıkları için, siz şu anda hayatta kalabilmektesiniz. Bu yüzden hücrelerin çoğalması, DNA'nın kopyalanması gibi olaylar, insanın varlığını sürdürmesi açısından en ufak bir hataya yer verilmemesi gereken hayati işlemlerdir.
Buradaki şaşırtıcı bir yön de, DNA'nın hem üretimini sağlayan hem de yapısını denetleyen bu enzimlerin, yine DNA'da kayıtlı olan bilgilere göre, DNA'nın emir ve kontrolünde üretilmiş proteinler olmalarıdır. Ortada iç içe geçmiş öyle muhteşem bir sistem vardır ki, böyle bir sistemin kademe kademe oluşan tesadüflerle bu hale gelmesi, hiçbir şekilde mümkün değildir. Çünkü enzimin olması için DNA'nın olması, DNA'nın olması için de enzimin olması, her ikisinin olması içinse, hücrenin de bütün organelleri ile eksiksiz var olması gerekir.
Buraya kadar özetlenen bilgilerde de görüldüğü gibi, vücudunuzdaki bütün elemanlar görevlerini eksiksiz olarak ve başarıyla yerine getirirler. Allah en büyüğünden en küçüğüne kadar sayısız atomu ve molekülü, yaşamımızı sağlıklı bir biçimde sürdürmemiz için hizmetimize vermiştir.
Her hücre bölündüğünde DNA'nın bir kopyasının alınması gerektiğini düşünen, DNA'nın en hızlı ve en kusursuz şekilde kopyalanması işlemini yürüten, hatalı işlemlerin derhal düzeltilmesi için müthiş bir organizasyon yapan güç, akıl, irade ve ilim kime aittir? Böylesine kompleks ve kusursuz bir düzenin tesadüfen geliştiğini söylemek kesinlikle akıl ve mantık dışıdır. Evrendeki tüm atomları ve gerekli tüm koşulları biraraya getirseniz, DNA'nın kopyalanmasını gerçekleştiren sistemi tesadüfen oluşturamazsınız.
Kopyalama Hatalarının Düzeltilmesi
Bir hücre bölündüğünde, kromozomlar kendilerini kopyalarken kimi zaman hatalar ortaya çıkar. Genetik bilgideki hataların sonraki nesillerde birikerek çoğalmasını önlemek için, her canlıda, bu hataların büyük çoğunluğunu tespit edip düzelten bir mekanizma vardır. Eğer bu mekanizma olmasaydı, canlıların genetik yapısı bozulacak ve nesillerinin tükenmesi söz konusu olacaktı.
Söz konusu hataları azaltmak için, hücre aynı zamanda düzeltmen olarak da görev yapar. Fakat bu düzeltme sonrasında da bir iki hata kalabilir. Bu hatalar tolere edilebilecek seviyededir. Hücredeki bu kontrol mekanizması sayesinde, kopyalama sırasında bir milyarda bir ile yüz milyarda bir arasında çok düşük bir hata oranı yakalanmış olur. Yüz milyarda bir hata, 50 milyon sayfa dizgide yapılan tek bir hataya benzetilebilir. 50 milyon sayfa ise ancak 100 profesyonel dizgici tarafından hayat boyu hiç durmaksızın yazıldığında tamamlanabilecek bir miktardır. (Lee M. Spetner, Not By Chance, Shattering The Modern Theory of Evolution, The Judaica Press Inc., 1997, ss. 38-39.) Nükleer fizikçi Gerald L. Schroeder hücrenin içinde kalite kontrol sistemi ile sergilenen akla şöyle dikkat çekmektedir:
Bu sistemdeki akıl çok ustacadır. Ben sadece bir proteinin, bir heliksi açmayı nasıl öğrendiğinden ya da DNA polimerazın nasıl oluştuğundan, ya da devreye girmesi gerektiğini nasıl bildiğinden ve doğru bazı bulup ona nasıl bağlandığından bahsetmiyorum. Bunlarda bir sihirbazlık gösterisini andıran ve izah edilmeyi bekleyen olağanüstü şeyler vardır. Ama benim "çok akıllıca" derken asıl kastettiğim şey şu: Her yeni kopyalanan şerit, kopyalanmış olduğu şeride sarmal olarak bağlanır ve bu sayede kalite kontrolden sorumlu olan proteinler, yeni kopyalanan şeridi, ebeveynden gelenle direkt karşılaştırarak kontrol etme olanağına sahip olurlar. Çok zekice! Eğer yeni oluşan iki şerit birbirlerine bağlansalardı ve iki ebeveyn şerit de orijinal duruşlarına geri dönselerdi, yapılan kalite kontrol sistemi çok daha zor ve çok daha verimsiz olurdu. (Gerald L. Schroeder, The Hidden Face of God, The Free Press, New York, 2001, s. 206.)
Açıkça görülmektedir ki, DNA'da ve DNA talimatları ile çalışan tüm sistemlerde hiçbir tesadüfi süreçle açıklanmayacak şaşırtıcı derecede akılcı, tedbirli olaylar gerçekleşmektedir. Bunların bir düzen içinde programlanması ise, ancak herşeyin bilgisine sahip, bir Yaratıcı'nın varlığı ile açıklanabilir.