Sayfalar

17 Mart 2010 Çarşamba

Rheobatrachus Silus'un Üreme Yöntemi


İndirgenemez komplekslik, sadece canlılığın biyokimyasal düzeyinde ya da kompleks organlarda gördüğümüz bir özellik değildir. Canlıların sahip oldukları daha pek çok biyolojik sistem, indirgenemezlik özelliğine sahiptir ve dolayısıyla evrim teorisini geçersiz kılar. Avustralya'da yaşayan Rheobatrachus silus türü kurbağaların kullandığı olağanüstü üreme yöntemi, bunun bir örneğidir.

Bu türün dişileri, döllendikten sonra yumurtalarını korumak için çok ilginç bir yöntem kullanırlar: Kendi yumurtalarını yutarlar. Yumurtalardan çıkan tetarlar (kurbağa yavruları) midede kaldıkları 6 hafta boyunca sürekli gelişir. Peki nasıl olup da tetarlar uzun zaman sindirilmeden midede kalabilmektedir?

Bunun için kusursuz bir sistem yaratılmıştır. Öncelikle anne kurbağalar, bu 6 haftalık üreme mevsiminde yemeyi, içmeyi keser. Bu sayede mideleri sadece yavrulara tahsis edilmiş olur. Ancak bir diğer tehlike, midenin düzenli olarak salgıladığı hidroklorik asit ve pepsindir. Bu salgıların normal şartlarda yavruları çok kısa sürede parçalayıp öldürmesi gerekir. Ancak buna karşı çok özel bir önlem alınmıştır. Anne karnındaki bu sıvılar, önce yumurta kapsüllerinden, daha sonra da tetarlardan salgılanan "prostaglandin E2" adlı salgıyla etkisiz hale getirilir. Böylece yavrular, bir asit havuzu içinde yüzmelerine rağmen güvenli bir biçimde büyürler.

Peki ama bu tetarlar annelerinin midesinde neyle beslenir? Bu soruna karşı da özel bir çözüm yaratılmıştır. Bu türe ait yumurtalar, diğer kurbağa türlerinin yumurtalarına göre oldukça büyüktür. Bunun nedeni ise, yumurtaların içine, yavruyu beslemek için protein yönünden çok zengin bir yumurta sarısı tabakası yerleştirilmiş olmasıdır. Bu yumurta sarısı, yavruları 6 hafta boyunca beslemek için yeterlidir.

Doğum anı da kusursuzca yaratılmıştır. Yavrular mideden çıkıp dış dünyaya adım atarken, annenin yemek borusu, doğum sırasındaki genişleme gibi genişler. Yavrular dışarı çıktıktan sonra ise anne yemek yemeye başlar ve mide eski haline döner. (William E. Duruelleman & Linda Trueb, "The Gastric Brooding Fro)

Rheobatrachus silus türü kurbağaların bu olağanüstü üreme yöntemi, evrim teorisini çok açık bir biçimde geçersiz kılmaktadır. Çünkü bu üreme sistemi, tamamen "indirgenemez komplekslik" özelliğine sahiptir. Sistemin başarılı olabilmesi ve dolayısıyla kurbağanın üreyebilmesi için, bütün aşamaların eksiksiz olması şarttır. Annenin yumurtaları yutacak ve 6 hafta boyunca da başka hiçbir şey yemeyecek bir içgüdüye sahip olması zorunludur. Yumurtalar da, mide asitlerini etkisiz hale getiren sıvıyı salgılamalıdır. Öte yandan, yumurtalara yavruların 6 hafta boyunca beslenmesini sağlayacak büyük bir yumurta sarısı tabakası eklenmesi ya da doğum anında annenin yemek borusunun genişlemesi de şarttır. Bunların hepsi aynı anda gerçekleşmezse, üreme gerçekleşmeyecek ve kurbağanın soyu tükenecektir.

Dolayısıyla bu sistem evrim teorisinin iddia ettiği gibi aşama aşama ortaya çıkmış olamaz. Dünya üzerindeki ilk Rheobatrachus silus türü kurbağa, bu kusursuz sisteme sahip olarak var olmuştur.

Gerçekte canlıların çoğu organ ve sistemi bu özelliğe sahiptir. Özellikle biyokimyasal düzeydeki sistemler, çok sayıda bağımsız parçanın uyum içinde çalışmasıyla işlev görür ve hiçbir biçimde daha basite indirgenemez. Bu gerçek, canlılıktaki üstün özellikleri tesadüfi süreçlerle açıklamaya çalışan Darwinizm'i geçersiz kılmaktadır. Darwin, "eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkansız olduğu gösterilse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır" demiştir. Modern biyoloji ise, bu imkansızlığı sayısız örnekte ortaya çıkarmakta ve Darwinizm'i "kesinlikle" yıkmaktadır.